Aşırı şüphecilik hastalığı yani paranoid bozukluk insan hayatını en zor durumlar içerisine sokan, yaşanılabilir bir süreci olabilecek en olumsuz durumlara sokup yaşanılmaz bir hal aldıran durumdur. Şüphe aslında hayatın doğal duygularından biri olmasına karşın bazı tip durumlarda insanlar şüphenin boyutunu kaçırıp bir hastalık haline dönüştürebilir. Başından sonuna doğru bakacak olursak başlangıçta insanın kendini güvene almasını sağlarken sonlarına doğru paranoya etkisi gösterir ve kişi paranoyak bir hal alır.
Paranoid Bozukluk Olarak Şüphe
Hayatımızda şüphenin olmadığını düşünelim.
O zaman ne gerçekleri bulabilirdik ne de hayatımıza bir şey katabilirdik. Bugün bilimsel gerçekler de şüphe duygusu sonucunda ortaya çıkmıştır. Ancak şüphe bir amaca hizmet etmezse o zaman şüphe kendine bir amaç doğurur ve ortaya sebepsiz sorunlar yığını çıkar.
Peki, şüphenin doğal bir duygu olduğunu söylediğimize göre ne zaman bir sorun olarak görülmeye başlar?
Bu sorunun tek bir cevabı vardır o da insanın düşünebilme yetisine zarar vermeye başladığı zaman. İnsan düşünceleri doğrultusunda bir davranış sergiler. Aşırı şüpheci bir kişinin davranışları da buna paralel olarak bozulacaktır. El kol hareketlerinde, bakışlarında, sözlerinde bozulmalar olacaktır.
Şüpheci kişilerin kimler olduğuna baktığımızda genel anlamda özgüven eksikliği olan, eğitim seviyesi düşük, sosyo-kültürel seviyesi gelişmemiş, bazı araştırmalara göre eşinden ayrılmış veya eşi ölmüş kişilerde ve bayanlarda ve üstünlük kompleksine sahip kişilerde şüpheci tavırların yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Aşırı Şüphecilik Hastalığı Nasıl Olur?
Aşırı şüpheci olan kişiler kendilerinin takip edildiğini, insanların onun hakkında konuştuklarını, sevilmediklerini, insanların onun hakkında kötü düşündüklerini savunurlar. Doğal olarak bu durum kişilerin özel hayatlarını, sosyal hayatlarını, iş ve arkadaş ilişkilerini olumsuz yönde etkiler.
Bu tip insanlar eleştiriye en kapalı kişilerdir diyebiliriz. Asla eleştiri kabul etmez yapılan eleştirileri de düşmanca bir saldırı olarak görürler. Tıbbi olarak bu kişiler yardım almaya başlarlarsa paranoid bozukluk teşhisi alırlar. Ancak bu yardımı almayı kendileri istemezler. Çünkü paranoid bozukluğa sahip bir kişi kendini hasta olarak kabul etmez. Yaptığının doğru olduğunu diğer insanlarda bir sorun olduğunu düşünürler.
Aşırı şüpheci ya da paranoid bozukluğu olan kişiler incelendiğinde şu ortaya çıkmıştır. Bu insanlar sürekli olarak şüphelerine kanıt arama çabasındadır. Sık sık mahkemelere başvururlar. Fizyolojik olarak bir hastalıkları olduğunu düşünürler hastalık hastaları gibi.
Peki, bu insanlar nasıl tedavi olurlar?
Psikolojik rahatsızlığa sahip kişilerdeki en büyük eksiklik farkındalık düzeyinin düşük olmasıdır. O yüzden tedavi sürecinde en önemli kriter kişinin bir iç görü kazanmasını sağlamak kendisi hakkında daha gerçekçi düşüncelere sahip olmasına çalışmaktır. Psikoterapi yöntemleri bu rahatsızlığın düzelmesine yardımcı olabilmektedir. İlaçla tedavi sadece psikolojik tedaviye destek bir unsur olarak görülmektedir. Paranoid bozukluk seviyesine gelmiş bir hastanın tam bir iyileşme süreci olmaz. Yani hasta tedavi sürecinde tamamen iyileşmez. Yapılan tedavi sonucunda hastanın işlevselliği arttırılır. Özel ve sosyal ilişkilerinde daha sağlıklı olması sağlanır.
Tırnaklarda görülen beyaz lekelerin sırrı makalemizi de okuyunuz.
Derya
Ağustos 25, 2020Oldukça şüpheci bir insanım ama bunun nedeni karşıma güvenilmez insanların çok çıkmış olması 🙂 Şüpheci insanlar okumalı.